Bursa Marmara Bölgesi

Bursa’nın Tarihi (Bursa Tarihi Nedir?)

Bursa ve çevresinde yapılan arkeolojik kazılar sonucunda elde edilen bulgulara göre; Bursa’da yerleşik yaşamın yaklaşık 7.000 yıl öncesine kadar uzandığı sonucuna varılmıştır. Bölge içerisinde yapılan kazı çalışmaları sonucunda ortaya çıkarılan tabakalar, çanak ve çömleğin gelişmiş olarak ortaya çıkmış olduğunu, bölgedeki mimarinin dörtgen planlı bir yapıya sahip olduğunu ve inşa edilen yapıların, ahşap destekli kerpiç kullanılarak yapıldığını göstermekle birlikte kazı çalışmaları sonucunda elde edilen bulgular, Bursa’nın bir kültür beşiği olduğunu da gözler önüne sermektedir. Hitit, Lidya, Frigya, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi imparatorluklara ve uygarlıklara ev sahipliği yapmış olan Bursa, coğrafi konum olarak Asya ile Avrupa arasında yer alan bir bölgede yer alıyor olması nedeniyle tarihsel süreç içerisinde jeopolitik olarak da oldukça büyük bir öneme sahip olmuştur.

Bursa’nın Tarihi

Bursa’nın tarihinin günümüzden 7.000 yıl öncesine uzanmasına rağmen takip edilebilen tarihinin, M.Ö. 1800 yılında Hititler ile başladığı kabul edilmektedir. Adını Bithynia kralı 1. Prusias’dan alan Bursa ve çevresinde, M.Ö.1200 yılına kadar Hitit egemenliği devam etmiş ancak Trakya’dan gelen göçler sonucunda imparatorluk yıkılarak yerini, M.Ö.9 ile 6. Yüzyıllar arasında hüküm sürecek olan Geç Hitit Beylikleri’ne bırakmışlardır. M.Ö. 750 yılına gelindiğinde ise; Hitit Devleti tamamen yıkılır ve Batı Anadolu’da, M.Ö. 546 yılına kadar sürecek olan Frig egemenliği başlar ancak Trakya’dan gelen göç dalgaları nedeniyle Orta Anadolu’ya doğru kayarak Gordion’u başkent haline getirmek durumunda kalırlar.

Roma Dönemi

M.Ö.545 yılına gelindiğinde, Batı Anadolu’da egemenlik kurmuş olan Lidya uygarlığı Persler tarafından yıkılır ve Persler, Bursa ve çevresini de içine alarak bütün Anadolu’da egemen güç haline gelirler. Bölgede ortalama 200 yıl süren Pers egemenliğinin ardından M.Ö.333 yılına gelindiğinde, Pers Kralı Darius’un Büyük İskender tarafından yenilgiye uğratılması ile birlikte zaten Pers baskısından bunalmış olan bölge, Büyük İskender egemenliği ve M.Ö 74 yılında ise Roma İmparatorluğu egemenliği altına girer. 385 yılında Roma İmparatorluğu’nun parçalanması ile birlikte Bizans sınırları içerisinde kalan şehir, 555’li yıllarda, doğal sıcak sulara sahip olduğunun anlaşılması ile birlikte bir kaplıca kenti halini almıştır.

Osmanlı Devleti Dönemi

1308 yılına gelindiğinde, Bizans ordularının Osman Bey tarafından yenilgiye uğratılması ile birlikte Bursa’ya kadar gelen Osman Bey, şehri kuşatmış ve gözlemlemek amacıyla iki tane de kule yaptırmıştır. 1325 yılında, Orhaneli Kalesi’nin fethedilmesi ile birlikte çaresiz durumda kalan Bizans, Osman Bey ve ordusuna teslim olmuş ve Osmanlı İmparatorluğu’nun doğuş süreci başlamıştır. Zaman içerisinde genişleyen imparatorluk sınırları ve Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi ile birlikte Bursa ikinci plana atılmış ancak manevi başkent olma özelliğini asla kaybetmemiştir. Tarihsel süreç içerisinde gerçekleşen kardeşler arası taht kavgalarına ev sahipliği yaptığı da bilinmektedir.

1.Dünya Savaşı ile birlikte Osmanlı topraklarının İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmesinden sonra Bursa, en zor dönemlerini Yunan işgali sırasında yaşamış ve şehirde yaşayan gayrimüslimlerin tamamı ellerine silah alarak dağa çıkmış, şehirde kalanlar ise, Kuvay-ı Milliye için istihbarat oluşturmuşlardır. 2 yıl, 2 ay, 2 gün süren işgalin ardından 11 Eylül 1922 tarihinde Yunan askerlerinin çekilmesi ile son bulan işgal, Bursa için yeni bir dönemin başlangıcını oluşturmuştur. İşgal dönemleri içerisinde yeteri kadar zor zamanlar yaşamış olan Bursa halkı, Cumhuriyet’in ilanından sonra gerçekleşen mübadele ile yeni bir sıkıntı yumağının içine düşmüştür.

Mübadele sırasında giden göçmenlerin büyük bir bölümünün esnaf ve tüccar olması ancak gelen halkın yoğun olarak tarım ile uğraşması şehri büyük bir sosyal ve ekonomik krize sürüklemiş ancak yeni yönetim biçimi olan Cumhuriyet ile birlikte bu sorunlar kısa sürede aşılmış ve Bursa, çok kısa bir süre içerisinde çok hızlı bir gelişme göstererek Türkiye Cumhuriyeti’nin dördüncü büyük şehri halini almayı başarmıştır.

Yorum yap