Mardin’in en ünlü ilçelerinden birisi olan Midyat, kelime anlamı olarak ibadet edenlerin yeri manasına gelmektedir. İsmini nereden aldığı tartışma konusu olan bu kadim kent, kimilerine göre anlamı “ayna” anlamına gelmektedir. Ancak başka bir inanışa göre ise mağaralar kenti anlamına gelen “Matiate” kelimesinden türemiştir. Türklerin Orta Asya’dan göçü sırasında meydana gelen dalgalanmadan sonra Eti Türkleri milattan önce 2000’li yıllarda bölgeden geçtikleri sırada burada mağara şehri kurmuşlardır. Hayvanlarını da burada beslemeye başlayan bu insanlar, mağaralarda barınarak yaşam sürdürmeye başlamışlardır. Hatta mağaralar arasında geçişler yaparak, dışarıya çıkmadan dahi bu geçitlerden birbirlerine gidip gelmişlerdir. Daha sonra ise başka bir kavimde bulunan Türkler, sonra Hıristiyanlar, sonra ise 7. Yüzyılda bölge Halid Bin Velid’in orduları tarafından işgal edilmiştir. Son olarak 1810 yılında ilçe ilan edilmesi ile birlikte çeşitli imar ve inşaat yapıları görülmeye başlanmıştır. Midyat gezilecek yerler arasında bu yapılara rastlamak mümkündür.
Yüz ölçümü 10.000 kilometrekareden fazla olan Midyat, son olarak 2018 yılında yapılan ölçümlere göre 113 bin 367 kişilik nüfusa sahipti. İl ile arasında yaklaşık olarak 1,5 saatlik bir yol dilimi bulunan Midyat’a gitmişken orada Mardin’in dillere destan yemeklerinden yemeden olmaz tabi ki. İşkembe dolması, içli köfte, ikbebet, soğan kebabı, kaburga dolması ve dobo gibi yöreye özgü pek çok yiyeceğin tadına bakma fırsatını geri tepmek yakışık almaz değil mi? İsterseniz yazımızın bu bölümünden sonrasına Midyat gezilecek ve görülecek yerlerin tanıtımı ile devam edelim.
Midyat’ta Mutlaka Gezilmesi Gereken Yerler
Kendine has mimarisi ile ilçeyi gezmek bile başlı başına bir görsel şölen Midyat’ta daha bir sürü görülmeye değer şahane yerler bulunmaktadır. Midyat gezilecek tarihi yerleri sayacak olursak eğer Cevat Paşa Camisi, Mor Gabriel Manastırı, Meryem Ana Kilisesi, Midyat Kent Müzesi, Turabdin Platosu ve daha bir sürü görülmesi gereken tarihi yerleri yazımızda bulabilirsiniz. Genellikle tarihi yapıları ile ünlü olan Midyat ilçesi, doğal güzelliklerin zenginliği açısındansa maalesef biraz daha geri planda kalmaktadır. Sadece görülmesi gereken doğal güzelliklere Turabdin Platosunu ekleyerek, onu da gitmişken görmenizi arzu etmekteyiz.
Cevat Paşa Camisi
Mardin 1810 yılında ilçe olduktan sonra Cevat paşa tarafından 1915 yılında imara uğramıştır. Bu yılda yapılan Cevat Paşa Camisi de paşa tarafından yaptırılmış ve ismini ondan almıştır. Yapımında Mardin taşları kullanılmış olan ve avlu camii olarak hizmet vermekte, kalın duvarları ile görenlerin ilgisini üzerine çekmektedir. Diğer taraftan caminin süsleme işlemleri de bitkisel motiflerden yapılmış ve ona ayrı bir hava katmıştır. Merkezde olması nedeniyle Midyat’a gidildiğinde ziyaret edilmesi gereken tarihi camilerimizden bir tanesi olarak sizlere tavsiye ediyoruz.
Mor Gabriel Manastırı
İlçe merkezine yaklaşık olarak 18 km uzaklıkta bulunan manastırın dünyaca tanınan bir özelliği bulunmaktadır. Mor Gabriel Manastırı dünya üzerinde ayakta duran en eski Süryani Ortadoks Manastırı olma özelliğini göstermektedir. Tam 397 yılında yapılan manastır, bir hoca ve öğrencisi tarafından (Mor Şmeul ve Mor Şemun) bir tapınağın kalıntılarının üzerine inşa edilmiştir. Güngören köyü sınırları içerisinde bulunan Manastırın diğer bir ismi ise Deyrul Umur’dur. Aradan geçen onca yıla rağmen üzerinde halen yapıldığı yıldan izler taşıyor olması da ne kadar sağlam bir şekilde yapıldığını adeta kanıtlar niteliğindedir.
Midyat Yayvantepe köyü sınırları içerisinde bulunan manastır, duvarlarının çok yüksek yapılmış olması nedeniyle adeta bir kale hüviyetinde göze çarpmaktadır. Manastır içerisine girdiğinizde her bir oda veya bölümün iç avluya baktığını görebilir, filmlerde dahi eşine az rastlanır güzellikle olan bu manastırı çıplak gözle izlemenin keyfine varabilirsiniz.
Meryem Ana Kilisesi
Yıllardır duyduğumuz, küçüklü büyüklü herkesin kulak aşinası olan Meryem Ana Kilisesi bir kopyası da Midyat’ta bulunmaktadır. Midyat’ın Anıtlı köyünde bulunan kilise altıncı yüzyılda yapılmış ve tarihi kaynaklarda ismi Hah olarak geçmektedir. 2 bin yıllık tarihe sahip olan kilise Hz. İsa’nın doğumunun hatırlanması için yapılmıştır. İçerisine girdiğinizde kendinizi yapıldığı tarihte bulabilir ve o anları birebir yaşayabilirsiniz. Eşsiz mimarisi ve bozulmayan yapısıyla gelen ziyaretçilerini adeta büyülemektedir. İçerisinde sadece filmlerde görebileceğiniz bir atmosfer bulunan kilise dışarıdan görüntüsüyle de herkesi kendisine hayran bırakmaktadır. Kare bir yapıya sahip olan kubbesi, birbirinden güzel süslemeleri, kubbeyi taşıyan başlıkların eşsiz görüntüsü, Hz. İsa’yı simgeleyen güvercin şekilli haç ile kilisenin dünyada eşi benzeri yoktur. Midyat’a gittiğinizde muhakkak görmenizi tavsiye ederiz, görmezseniz çok şey kaçırırsınız.
Midyat Kent Müzesi
Müze ilçe merkezinde bulunmaktadır ve içerisinde milattan önceki döneme ait pek çok eşya ve yapıyı barındırmaktadır. Sümerlerden tutun da Babillilere kadar Romalılardan tutun da Selçukluya, Osmanlıya kadar pek çok devletten yapılar görmeniz mümkündür. Ayrıca günlük yaşamda kullanılan ve o bölgede bulunmuş olan pek çok eşyayı da görme şansına sahip olabilirsiniz. Zaman zaman ilçede üretilen ürünlerin tanıtıldığı ve satışının yapıldığı sergi mahiyetinde de kullanılan Midyat Kent Müzesi ilçeye gittiğinizde uğramanız gereken yerlerden bir tanesidir. Müzeye giderek, ilçenin çevresinde yaşayan insanlardan kalan eşyaları görebilir ve Midyat tarihi hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Turabdin Platosu
“Tanrı Hizmetkârı Dağı” olarak bilinen Turabdin Platosu bu ismi dördüncü yüzyıldan itibaren inşa edilen 80 manastır ve içerisinde yaşayan keşişlerden dolayı bu adı almıştır. Mardin – Nusaybin yolu üzerinde bulunan plato, Tarihi pek yolunun da 9 km doğusunda bulunmaktadır. Mardin’in kültürel dokusunu tam anlamıyla görebileceğiniz plato ayrıca size yeşilliklerle birlikte enfes bir manzara sunmaktadır. Mor Gabriel manastırı da bu bölgede bulunduğundan dolayı Midyat’a gittiğinizde muhakkak 2 güzel yeri de görmenizi tavsiye ederiz.
Yorum yap