Edirne Marmara Bölgesi

Edirne Gezilecek Yerler (Edirne Gezi Rehberi)

Ülkemizin Batı’ya açılan kapısı konumundaki Edirne, Osmanlı’nın eline geçtiği yıllardan itibaren tarihimiz için her zaman önem arz etmiş ve içinde birbirinden kıymetli hazine barındıran bir serhad şehridir. Osmanlı Devleti tarafından fethedilmeden önce de önemli bir merkez bölge olan Edirne, daha sonraki yüzyıllarda bu memlekete başkentlik yapmış ve Türk tarihinin en büyük komutanlarından Fatih Sultan Mehmet’in de doğduğu yer olmuştur. İstanbul ve Bursa’dan sonra Osmanlı mirasının izlerini net bir şekilde görebileceğiniz üçüncü şehrimizdir Edirne. Şehrin sahip olduğu tarih mirası ve kültürel özelliklerin yanında doğal güzellikler Edirne’ye yıl içinde çok sayıda yerli-yabancı turistin gelmesini sağlamaktadır.

Edirne Gezilecek Yerler

Yukarıda da belirttiğimiz gibi Edirne tarihi oldukça köklü bir geçmişe sahip olduğundan ülkemizde mutlaka gezilmesi ve görülmesi gereken şehirlerimizin de başında gelmektedir. Özellikle İstanbul’a yakın olması bakımından günübirlik gezilerin de yapılabileceği şehirde bir gün konaklamanızı ve şehrin tarihini koklamalı ve yemeklerini tatmanızı öneririz. Bu yazımızda sıklıkla karşılaştığımız “Edirne’de Gezilecek Yerler” neresidir sorusuna cevap olması için “Edirne Gezi Rehberi” başlığıyla bir liste oluşturduk. Bu listemizde Edirne’de mutlaka görülmesi gereken yerleri sizler için bir araya getirdik.

1. Selimiye Cami

Birçok tarihi camiyi gezen biri olarak şunu açıkça söyleyebilirim ki her köşesinde Mimar Sinan’ın izlerinin yer aldığı “Selimiye Cami”nin insanda bıraktığı etki çok farklı olmaktadır. Yüksek bir noktaya inşa edildiği için neredeyse şehrin her köşesinden görülen ve şehrin adeta simgesi haline gelmiş olan cami, “Edirne’de görülmesi gereken yerler”in başında gelmektedir. Bu nedenle listemizin ilk sırasını Selimiye Camii’ne ayırdık.

Mimar Sinan’ın ustalık eserim dediği ve neredeyse 80 yaşındayken mimarlığını üstlendiği Selimiye Camisi, II.Selim tarafından 1575 yılında yaptırılmıştır. “UNESCO Dünya Kültür Mirasları Listesi“ne tescil edilen Selimiye Camisi, yapılması gerçekten ustalık gerektiren mimari özellikler taşımasının yanında ahşap, çini ve mermer işçiliğinin de en nadide örnekleri arasında yer alır. Yaklaşık 2.000 ton ağırlığa sahip olduğu düşünülen kubbesi  2.475 metrekare alanda çevrelenen toplam 8 devasa sütun tarafından yüzyıllardır ayakta tutulmaktadır. Kubbedeki işlemeler ve pencerelerin detayları başınızı havaya kaldırdığınızda sizleri büyülecek kadar görsel bir estetikliğe sahip. Yine Mimar Sinan tarafından dikkatle planlanan iç özellikler sayesinde camii içinde sesin özel bir akustiği bulunmaktadır. Daha fazla bilgi için “Selimiye Camii” başlıklı yazımıza göz atmanızı tavsiye ederiz.


2. Üç Şerefeli Camii

Bir serhad şehri olan Edirne’nin hemen merkezinde birbirinden kıymetli olan camilerin karşı karşıya yapıldıklarını görürsünüz. Bunlardan biri de 1437-1447 yılları arasında yapıldığı düşünülen Üç Şerefeli Camii’dir. Caminin en önemli özelliği Osmanlı’da ilk avlu sahibi olan cami olmasıdır. Dörtgen planda yapılan caminin dört köşesinde birbirinden farklı özellikler ve görüntüler taşıyan dört minare bulunur. Bu minarelerden birisinin üç şerefeli olması nedeniyle cami bu isimle anılmaktadır. 1752 yılında gerçekleşen bir deprem sırasında bir kısmı yıkılsa da daha sonraki yıllarda restorasyon çalışmaları yapılmış ve bugünkü görünümüne kavuşmuştur. Cami, yapımında Osmanlı mimarisinin ilklerini barındırması bakımından ayrıca başka bir öneme sahiptir.


3. Eski Camii

Edirne’de bugüne kadar ulaşmış olan en eski cami olan “Eski Camii”, 1402 yılında Osmanlı’yı fetret devrinden çıkaran Süleyman Çelebi tarafından inşa ettirilmiş ancak yapımı 1414 yılında tamamlanabilmiştir. Yapısal olarak Bursa’daki Ulu Camii’ye benzemektedir. Caminin giriş duvarlarındaki Arapça yazılar oldukça estetik durmaktadır. İç alanının toplamı 2116 metrekare olup üst tarafında toplamda dokuz kubbe bulunmaktadır. Camiiyi ziyaret edenler arasında Hacı Bayram Veli’de bulunur ve onun kullandığı Vaaz Kürsüsü saygı nedeniyle bugün imamlar tarafından kullanılmaz, simgesel olarak camii içinde durur.


4. II. Bayezid Külliyesi ve Şifahanesi

Çok tanınmasa da Edirne’de keşfedilmeye değer yerlerin başında 2. Bayezid Külliyesi ve Sağlık Müzesi gelmektedir. 1488 yılından itibaren yüzyıllarca hastane olarak hizmet veren ve sonrasında sadece ruh ve akıl sağlığı problemi olanlara hizmet veren külliyedeki Sağlık Müzesi’nde Osmanlı’da yüzyıllarca akıl ve ruh sağlığı tedavisinde uygulanan metotları ve kullanılan malzemeleri görme şansınız var.

Dönemin tedavi yöntemleri arasında su sesi, güzel kokular ve müzik kullanılmış. Özellikle musikiyle tedavinin önemli bir yer tuttuğu hastanede haftanın üç günü musiki topluluğu tarafından bir konser verilirmiş. Musikiyle tedaviye uygun olarak tasarlanan hastane binasındaki akustiği geziniz sırasında yakından hissedebiliyorsunuz. Osmanlı Devleti’nin tıp alanındaki çalışmalarını merak ediyorsanız burayı mutlaka ziyaret etmelisiniz.


5. Şükrüpaşa Anıtı

Serhad şehirlerimizden olan Edirne’nin ihtişamlı tarihi kadar hüzünlü hikayeleri de vardır. Edirne’nin hüzünlü tarihinin içinde Balkan Savaşları’nda Bulgarlar tarafından işgale uğraması yer almaktadır. Ancak işgaller öncesinde Şükrü Paşa liderliğinde Bulgar ordusuna karşı verilen 5 aylık savunma tarihe geçmiştir.

Savaş sırasında yokluk içerisinde 5 aylık destansı bir savunma yapan Osmanlı ordusunun başındaki isim olan Şükrü Paşa ile Balkan Savaşı ve Şehitlerinin anısına yapılan anıt ve müze 1998 yılından itibaren “Şükrü Paşa Anıtı Ve Balkan Savaşı Müzesi” adıyla ziyaretçilere kapısını açmıştır. Ülkemiz ve Edirne tarihi için önemli kırılma noktalarından olan Balkan Savaşları’nın izlerini yakından görmek, Edirne halkının destansı direnişini hissetmeniz için anıt ve müzeyi gezmenizi öneririz.


6. Meriç Köprüsü

 

Edirne’nin simgesi olmuş yapılardan birisi de Meriç Nehri’nin üstüne kurulmuş olan “Meriç Köprüsü” olmaktadır. II.Mahmut döneminde temelleri atılan ancak bugünkü şeklini 1847 yılında alarak hizmete açılan bu tarihi köprüyü buraya kadar gelip de görmemek olmaz. 7 metre genişliğe ve 263 metre uzunluğa sahip olan köprünün üzerlerinde yer alan sanatsal süslemeler de ayrıca görülmeye değer. Edirne’de merkeze hemen yürüme mesafesinde olan köprüden geçerek Meriç kenarlarındaki çay bahçelerinde oturup yemeğinizle tercih edeceğiniz içecekleri yudumlayabilirsiniz.


7. Karaağaç Tren Garı

Meriç Nehri’nin batısında yer alan Karaağaç kasabasında yer alan ve II. Abdülhamit döneminde Edirne Tren Garı olarak inşa edilen yapı ve bahçesindeki kara tren şehirde görülmesi gereken güzelliklerin başında yer alıyor. Üç katlı ve dikdörtgen planda inşa edilen garın uzunluğu yaklaşık 80 metredir. Bugün Trakya Üniversitesi Rektörlüğünün binası olarak hizmet veren yapının inşası 1914 yılında tamamlanır ancak patlak veren I. Dünya Savaşı nedeniyle hizmete giremez. Karaağaç kasabası savaş sırasında Yunanların işgaline uğrar ancak Milli Mücadele sonrasında Lozan Antlaşması’na göre tazminat olarak Türkiye’ye verilir.


8. Rüstem Paşa Kervansarayı

Edirne merkezde yer alan yapı 1560 yılında Mimar Sinan tarafından Sadrazam Rüstem Paşa’nın isteği üzerine yapılmıştır. Osmanlı mimarisi içindeki kervansaraylar arasında önemli yeri bulunan yapıda yolcular gece ya da gündüz tüm ihtiyaçlarını karşılamıştır. İki katlı planda olan yapının içinde toplamda 80 oda bulunmaktadır. Kervansaray’ın bünyesinde olan birçok yapı daha sonraki savaşlarda yıkıldığından günümüze kadar gelememiştir.

1972 yılında yapılan restorasyondan sonra burası otel olarak hizmet vermeye başlamıştır. Kervansarayın dış kısımları ise bugün dükkan olarak hizmet vermektedir.

Yorum yap